COVID-19 sonucunda ortaya çıkan ekonomik ve sosyal durgunluk, birçok insanın ruh sağlığını oldukça olumsuz etkiledi.
Yapılan bir araştırmaya göre, depresyon belirtileri pandemi nedeniyle 5 kat daha arttı. Chonnam Ulusal Üniversite Hastanesi’nden bir araştırma ekibi, COVID-19 olmamış 1.492 genel katılımcı ve üniversite hastanelerinden 646 hemşire ile bir anket gerçekleştirdi. Genel katılımcılar arasından %20,9’u, pandemi kaynaklı depresyon belirtisi gösterirken, bu oran önceki verilere göre ortalama 5 kat daha yüksek çıktı. Araştırma sonuçları, pandeminin neden olduğu psikolojik etkinin genel nüfus üzerindeki ciddi etkisini de ortaya koydu.
Pandemi döneminde ortaya çıkan çeşitli depresif belirtilere atıfta bulunan ‘covid blues’; maddi sıkıntılar yaşayan, yalnızlıkla mücadele eden, psikiyatrik tedavi gören ve genç yetişkinler arasında daha fazla gözlendi. Buna karşın, düzenli olarak haftada en az üç kere egzersiz yapan ve günlük yaşamda büyük problemlerle karşılaşmayan insanlardaki corona blues etkilerinin daha az olduğu tespit edildi.
Bölgedeki üç üniversite hastanesinden hemşireler üzerinde yapılan araştırma ayrıca, artan stres düzeylerinin tükenmişlik, depresyon, kaygı ve diğer ruh sağlığı sorunlarıyla bağlantılı olduğunu gösterdi. Öte yandan, işlerinde başarı duygusu yaşayan katılımcılarda stres seviyelerinin azaldığı da görüldü.
Pandeminin, özellikle gerekli güvenlik önlemlerinden kaynaklanan yaygın sosyal izolasyon nedeniyle ruh sağlığını etkilediği görülüyor. Araştırma grubu bu noktada, sosyal izolasyon ve yalnızlık durumunun hem zihinsel hem de fiziksel olarak yıpratıcı olduğunu söylüyor. Ek olarak, daha kısa yaşam süresi düşüncesi ve hem zihinsel hem de fiziksel hastalık riskinin artmasıyla olan ilişkisi göz önüne alındığında, bunun bir halk sağlığı sorunu haline geldiğini de belirtiyorlar.
