Bilim

Hava kirliliği milyarlarca insanın yaşam süresini kısaltıyor

Kirli hava; sigara kullanımı, trafik kazaları veya HIV/AIDS’ten çok daha büyük bir öldürücü güce sahip.

Fosil yakıt kullanımı hava kirliliğine ve iklim krizine neden olsa da ulusların kendi sınırları içinde kirli havayı azaltma konusunda çok daha fazla gücü bulunuyor. Bilim insanlarının söylediklerine göre, iklim krizi şimdilerde hava kirliliğinin yanında orman yangınlarına da sebebiyet veriyor ve kısır döngü böylelikle tamamlanmış oluyor. Araştırmacılar, son olayların hükümetlerin harekete geçip geçmemesinin olası senaryolara sebep olabileceğini söylüyor.

Bununla birlikte, COVID-19 karantinaları hava kirliliğini azaltarak Himalayalar’ı bazı Hintli şehir sakinlerine görünür kılarken, ABD’nin batısındaki orman yangınları ise kıtanın diğer tarafında New York’ta ciddi hava kirliliğine neden oldu. Chicago Üniversitesi’nden Prof Michael Greenstone, hava kirliliğinin gezegendeki insan sağlığına yönelik en büyük dış tehdit olduğunu ve bu tehdide gereken önemin verilmediğini belirtiyor. Bu nedenle, Greenstone ve meslektaşları, hava kirliliği seviyelerini yaşam beklentisi üzerindeki etkilerine dönüştüren Hava Kalitesi Yaşam İndeksi’ni (AQLI) geliştirdi.

AQLI raporu, erken ölümlerin en büyük kaynağı kalp ve akciğer sorunları ile hava kirliliğinin daha az olduğu yerlerde yaşayan insanların ölüm oranlarını karşılaştırıyor. Küçük partikül kirliliğine dayanan analiz, bu partiküllerin aynı yerlerde yüksek olma ihtimalinden dolayı, diğer hava kirleticilerinin etkilerini de içeriyor. Dünya çapındaki hava kirliliği tahminleri ise 6 km çözünürlükteki uydu verilerinden elde ediliyor.

Rapora göre hava kirliliği, milyarlarca insanın hayatını 6 yıla kadar kısaltıyor. Araştırmacılar, kömür kullanımının hava kirliliğine neden olan başlıca sorun olduğunu belirtiyor. Ayrıca Hindistan’ın bu durumdan en çok etkilenen şehir olduğunu da dile getiriyor. Çin ise son 7 yılda hava kirliliğinde oldukça yol katetse de kirli hava hala vatandaşların ömrünü 2,6 yıl azaltıyor. Greenstone’a göre, bugünkü hava kirliliği seviyeleri nedeniyle ortalama bir dünya vatandaşının ömrü 2,2 yıl kısalıyor ve bu gidişle de 17 milyar kayıp yıl oluşacak. Bu duruma insanların sebep olduğunu ekleyen Greenstone, daha temiz enerjiye geçmenin ve mevcut enerji santrallerinde hava kalitesi önlemlerinin uygulanmasının, birçok ülkede kirliliği azalttığını da dile getiriyor.

Raporda ülkelerdeki hava kirliliği düzeylerinin Dünya Sağlık Örgütü kurallarına göre uygulanırsa insanların yaşam sürelerinin daha da artacağı tahmin ediliyor. Bilim insanları bu rakamların Hindistan’da 5,9 yıl olduğunu öngörüyor. Kirliliğin azaltılması halinde bu sürenin Bangladeş ve Nepal’de 5,4 yıl ve Pakistan’da 3,9 yıl olacağı tahmin ediliyor. Çin’de ise 2013 yılında “kirliliğe karşı savaş” başlatılarak hava kirliliği seviyeleri yüzde 29 oranında azaltıldı. Bilim insanları, seviyelerin bu oranda azalmaya devam ettiği varsayıldığında, yaşam ortalamasının 1,5 yıl artacağını belirtiyor.

Rapora göre HIV/AIDS, sıtma ve tüberkülozun toplamından daha fazla insan ölümüne neden olan hava kirliliğine kıyasla, bu tür sağlık sorunlarına çok daha fazla fon sağlanıyor. Kaybedilen yaşam yılları açısından karşılaştırıldığında, HIV/AIDS projeleri 34 kat, yetersiz beslenme programları ise 7 kat daha fazla fon alıyor. Uzmanlar, hava kirliliğiyle mücadele için benzer düzeylerde finansmanın artırılmasının birçok hayatı kurtaracağını belirtiyor. Rapor ayrıca, finansman seviyelerinin artırılmasını, tüm yeni fosil yakıt yatırımlarının derhal durdurulmasını ve hava kirliliğinin kalkınma yardımları için açık bir öncelik haline getirilmesini tavsiye ediyor.

Hava kirliliğine karşı mücadele eden ülkelerden Japonya, fosil gazın kömürden daha az kirletici olması sebebiyle, benzin santralleri de dahil olmak üzere, Güneydoğu Asya’daki enerji karbonsuzlaştırma projelerine 10 milyar dolar yardım teklifinde bulunacak. Ancak gaz kullanımı hala küresel ısınmayı tetikliyor ve Birleşmiş Milletler Eski İklim Şefi Christiana Figueres, gazın kömüre bir alternatif veya geçiş yakıtı olmadığını söylüyor. 2050 yılına kadar karbon nötrlüğüne ulaşılması planlanıyorsa, yeni gaz yatırımlarının derhal durdurulması gerektiğini de ekliyor.

Birleşmiş Milletler Çevre Programı Başkanı Inger Andersen ise hava kalitesi finansmanının, sorunun ölçeğiyle uyuşmadığını vurgulayarak fosil yakıt kullanımının sürmesi halinde hava kirliliğinin devam edeceğini belirtiyor. Bu nedenle, fosil yakıt gelişiminin finansmanına son verilmesi gerektiğini ve bunun yerine temiz, karbonsuz ekonomilere yatırım yapmanın fayda sağlayacağını aktarıyor.

Kirli hava, yılda en az 4 milyon erken ölümden sorumlu olan dünyanın en büyük çevre sorunudur. Ancak Temiz Hava Fonu’ndan (CAF) yapılan bir analize göre, küresel kalkınma yardımının sadece %1’i bu krizle başa çıkmak için kullanılıyor. Ülkelerin üçte biri hava kirliliği konusunda yasal sınırlara sahip değilken bunu uygulayan ülkelerde ise sınırların DSÖ yönergelerinden genellikle daha zayıf olduğu görülüyor.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu