GÜNDEM

Covid-19 yönetilebilir hale gelecek

Pfizer ile Covid-19 aşısı geliştiren BioNTech’in kurucu ortağı Dr. Özlem Türeci, dünyanın virüsten korkarak yaşamaması gerektiğini söyledi.

2008 yılında Almanya’da BioNTech’i birlikte kuran Dr. Özlem Türeci ile eşi Prof. Dr. Uğur Şahin, kanser için “öncü kişiselleştirilmiş immünoterapiler” ve vücudun kendi bağışıklık tepkisini uyaran mRNA (haberci ribonükleik asit) teknolojisini geliştirmek üzere çalışmalar yapıyordu. mRNA teknolojisi ise vücuda giren “yeni düşmana” karşı bağışıklık sistemi ile iletişim kurarak, bağışıklık sistemine yüksek hassasiyetle nasıl tepki vereceğini öğretiyor.

Covid-19 aşısında kullanılan mRNA teknolojisi hakkında, “Bağışıklık mekanizmalarının virüslere karşı nasıl kullanılabileceği ve bundan nasıl yararlanabilecekleri hakkında gerekli bilime ve bilgiye sahiptik. Bu teknoloji, kanser hastalarında klinik deneylerde kullandığımız için zaten olgunlaşmıştı.” şeklinde CNBC’ye konuşan Özlem Türeci, bu yöntemle nasıl klinik deneyler yapacaklarını, insanlara nasıl uygulanacağını ve üretim sürecini nasıl kuracaklarını zaten bildiklerini ekledi.

“Covid yönetilebilir hale gelecek.” diyen Dr. Özlem Türeci, virüsün zaten yönetilebilir olmaya başladığını ancak pandemiyi tamamen kontrol altına almak için daha fazla veriye ihtiyaç olduğunu söyledi. Türeci, gelecekteki ek dozların 12 veya 18 ayda bir yapılabileceğini belirterek, artık yeni bir “normale” dönülmesi gerekeceğini çünkü bu virüsün bize birkaç yıl daha eşlik edeceğini de sözlerine ekledi. 

Yeni koronavirüs varyantlarıyla ilgili endişeler sorulduğunda ise Dr. Özlem Türeci, daha fazla varyant olacağını ancak BioNTech’te gelecekteki varyantları sürekli olarak değerlendirdiklerini söyledi. “BioNTech aşısı, şu anda dolaşımda olan tüm varyantlar için zayıflayan bağışıklık tepkilerini yüksek seviyelere çıkararak koruyuculuğu artırıyor.” dedi ve ekledi: “Ancak taramaya devam etmek zorundayız çünkü durumun böyle olmadığı yeni varyantlar da olabilir. Bunun için bir varyanta uyum sağlamamız gerektiğinde kendimizi atik ve hızlı olmaya hazırlıyoruz. Bu çalışmaları da tek başımıza değil, regülatörlerle birlikte yapıyoruz. Böylece onlar da potansiyel değişimlere hazır oluyorlar.” 

Şirketin mRNA teknolojisindeki deneyimi, aşıyı bir yıldan kısa sürede geliştirebilmelerini sağladı. Teknolojinin ileriye dönük diğer tüm aşılar için geçerli olup olmadığı sorulduğunda ise Türeci, bu aşının küresel tehdit için gerekli olan yüksek önceliklendirme olduğunu, ancak öğrenilebilecek ve ileriye götürülebilecek dersler olduğunu söyledi: “Bu yöntemi gelecekteki ilaç geliştirmelerine aktarırsak kanser ve otoimmün hastalıklar için de daha hızlı tedaviler geliştirebiliriz.” dedi.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu