Uluslararası bir araştırma ekibi, yaşlanan hücreleri temizleyen yeni bir yöntem belirledi.
Dokusunda hücre bölünmesinin doğal süreci sona erdiğinde ortaya çıkan ve geri dönüşü olmayan hücresel yaşlanma; alzheimer, tip 2 diyabet ve çeşitli kanserler de dahil olmak üzere yaşlanma ile ilgili çeşitli hastalıkların yanı sıra, yaşlanmanın gelişimine de katkıda bulunur. Bu sorun üzerinde çalışmalar yapan uluslararası bir araştırma ekibinin yeni hücre tedavisi ise yaşlanmayı engelleyebilir.
Leicester Üniversitesi merkezli sağlık bilimcileri ile İspanya’daki Universitat Oberta de Catalunya, Nijerya’daki Cross River Teknoloji Üniversitesi, Suudi Arabistan’daki Umm Al-Qura Üniversitesi ve ilaç şirketi Abzena araştırmacılarının iş birliği sonucunda, bir antikor tedavisi sayesinde yaşlanan hücreleri ortadan kaldırmak için yeni bir yöntem geliştirildi.
Araştırmacılar antikorları, yaşlanan hücreleri tanımak ve temizlemek için tasarlanmış “akıllı bombalar” olarak kullandılar. Antikor-ilaç konjugatı (ilaç yüklü bir antikor) olarak adlandırılan bu yöntem, daha önce bilim insanları tarafından açıklanan yaşlanan hücrelerin bir membran markörüne karşı tasarlandı. Bu yöntem sonucunda yaşlanan hücrelerin ortadan kaldırılması sağlandı.
Laboratuvar örneklerinde, yaşlanan hücrelerin dokulardan temizlenmesinin yaşa bağlı dejenerasyonu yavaşlattığı ve ömrü uzattığı biliniyor. Fakat buradaki zorluk, bu öncü yöntemi insanlarda uygulamanın bir yolunu bulmak.
Leicester Üniversitesi Kanser ve Yaşlanma Mekanizmaları Laboratuvarı başkanı ve çalışmanın ilgili yazarı Dr. Salvador Macip, senolitiklerin yaşlanmayı iyileştirme potansiyeli yüksek yeni bir ilaç sınıfı olduğunu söylüyor. Ancak, şu ana kadarki bulguların spesifik olmadığını ve bu nedenle de güçlü yan etkileri olabileceğini belirtiyor. Bu yan etkileri ve geri kalan hücreleri etkilemeden yaşlanan hücreleri ortadan kaldırması gereken ikinci nesil ilaçlara ihtiyaç duyulduğunu ekliyor.
Bu çalışma sonuçlarının, yaşlanmanın ve yaşlanma sonucunda ortaya çıkacak hastalıkların tedavisinde büyük bir gelişmeyi temsil etmesi, aynı zamanda bu tedavilere yönelik daha ileri çalışmaların temeli olarak kullanılması bekleniyor.
