IoT ile çiftçiler gerçek zamanlı verilerden faydalanırken COVID-19 tıbbi hizmetlerin dijitalleşmesi de hızlanıyor.
Nesnelerin İnterneti (IoT), tarım ve sağlık gibi sektörlerde önemli bir rol oynuyor. Geleneksel olarak ses, veri bağlantısı ve mobil ödeme çözümleri sağlayıcısı olan telekomünikasyon sektörü artık bireysel tüketici etrafında bütün bir ekosistem oluşturmak için IoT teknolojisini kullanıyor.
Tüm finansal hizmetler, sosyal medya ve eğlence tek bir platformda yürütülüp tüketilirken, hiper bağlantılı yaşamlarımızı güçlendiren ultra modern teknolojiler ve uygulamalar da ticaret olarak yönlendirilmeye devam ediyor. Gelişmiş dünyada bu gelişimler akıllı şehirleri, evleri, üretimi ve bir dizi diğer bağlantılı endüstrileri ve hizmetleri mümkün kılıyor. Öyle ki IoT ile gelişmekte olan Afrika’da da geçim kaynağı güvenliği ve temel sağlık hizmetlerine erişim artıyor.
Afrika’da tarım, iklim değişikliği ve su kıtlığından oldukça etkileniyor. Ancak sürdürülebilir gıda güvenliğine ve daha fazla finansal kapsayıcılığa ihtiyaç duyan büyümekte olan bir nüfus da var. Dünya Bankası ve Afrika Kalkınma Bankası, Afrika’da 650 milyon mobil kullanıcı olduğunu ve bu sayının ABD ve Avrupa’daki sayıyı aştığını bildiriyor. Bu durum, birçok Afrika ülkesinin son derece yüksek cep telefonu nüfuzuna sahip olduğunu gösteriyor. Telefon kullanımı yaygınlığı, kıta genelinde dijital katılımın sağlanmasında da kilit bir rol oynuyor. Veri maliyeti hala yüksek olsa da bazı Afrika ülkeleri cep telefonuna; temiz su, banka hesabı veya elektrikten daha fazla erişim sağlıyor.
Yüksek bağlantı seviyeleri ve yaygın cep telefonu kullanımı sayesinde, çiftçiler de gerçek zamanlı verilerden yararlanabiliyor. Bu veriler mahsul verimini, toprak kalitesi analizini, kaynak yönetimini, çiftlik hayvanlarının izlenmesini, çiftlik güvenlik yönetimini, sürdürülebilir haşere kontrolünü ve hasat sonrası israfın azaltılmasını maddi olarak iyileştiriyor.
Hayvancılığın izlenmesi
19 Afrika ülkesinde bulunan mobil telekomünikasyon operatörü MTN, IoT’nin gücünden yararlanarak Sudan büyükbaş pazarındaki hayvanlar için bağlantılı tasmalar sağlamak üzere IoT tabanlı teknoloji şirketi Aotoso ile ortaklık kurdu. Çiftçiler, tasma üzerindeki SIM kartları kullanarak, kırsal alanlarda bile büyükbaş hırsızlığını önleyebiliyor. Bunun yanı sıra, besleme ve yetiştirme stratejileri belirlemek ve hayvanlar hakkında hayati bilgiler almak için de cep telefonlarını kullanıyorlar.
Afrika’nın 16 ülkesinde hizmet veren operatör Orange da IoT inovasyon projesi Wazihub ile daha iyi hastalık tespiti ve sulama stratejileri için sektör çiftçilerine, hayvanlarını ve mahsullerini izleme konusunda yardımcı oluyor.
Ses, mesajlaşma, veri ve birleşik hizmetler sunan bir Güney Afrika mobil iletişim şirketi Vodacom ise çiftlikteki birden fazla IoT sensöründen veri toplayan MyFarmWeb ile verileri bir uygulamada merkezi olarak topluyor. MyFarmWeb teknolojisi toprak kalitesi, hava tahminleri ve verimlilik analizini tarım arazilerine yerleştirilen sensörler aracılığıyla yapıyor. Bu çözümler, Afrika’da 3 bin 600’den fazla çiftçilik operasyonunda kullanılıyor.
Benzer şekilde, veriye dayalı karar verme platformu olan Ujuzi Kilimo da hızlı, bilgiye ve veriye dayalı kararlar kullanarak tarım operasyonlarını geliştirmek için IoT’den yararlanıyor. Kenyalı şirket, toprak pH’ını ve besin seviyelerini ölçmek için sensörleri kullanıyor. Bu sayede çiftçiler doğru bitkileri doğru toprağa ekerek daha kaliteli ürünler üretebiliyor. Bu tür bir inovasyon, COVID-19 zorluklarını aşmasının yanı sıra, ekinleri yok eden çekirge istilasından da büyük ölçüde etkilenen Kenya’da özellikle önem kazanıyor.
Sanal reçeteler
IoT’nin Afrika’da derin etkileri olabileceği bir başka alan da sağlık hizmetleridir. COVID-19, sağlık hizmetleri de dahil olmak üzere tüm endüstrilerde dijitalleşmeyi hızlandırdı. Vodacom’un teknoloji iştiraki IoT.nxt, kuruluşların COVID-19’un yayılmasını izlemesine ve yönetmesine yardımcı olmak için bir termal kamera üretti. Bir diğer Vodacom şirketi olan Mezzanin ise aşı kapsamını destekleyen bir elektronik sağlık kaydı çözümü olan mVacciNation çözümünü geliştirdi. Mezzanine, IoT aracılığıyla, kişisel koruyucu ekipman ve diğer hayati sağlık malzemelerinin hareketlerini ve stok seviyelerini izlemeye de yardımcı oluyor.
Hastane grubu Netcare, hastaların refah, zindelik, rahatlık ve kişiselleştirilmiş sağlık hizmetlerine yöneldiği katılımcı sağlık ve bakım trendine dikkat çekiyor. IoT burada, söz konusu eğilimin önemli bir sağlayıcısı olarak hizmet ediyor. Bu teknoloji, kaliteli sağlık hizmetlerine ve desteğe erişimi demokratikleştirirken kelimenin tam anlamıyla hayat kurtarabiliyor.
MTN’in IoT ürün grubuyla bağlantılı olan Quro da hastaların yaşamsal belirtilerinin uzaktan izlenmesini sağlayan bir platform oluşturdu. Hastalar, yaşamsal belirtileri toplayan ve bir akıllı telefona bağlanan hafif ve kompakt biyosensörler kullanıyor. Bu bilgiler sağlık profesyonellerinden oluşan bir ekip tarafından takip edilebiliyor. Ayrıca hastalara, kliniklere ve hastanelere uzun mesafeler kat etmek zorunda kalmadan sağlık hizmeti sunulabiliyor. Böylelikle hastaneler üzerindeki baskı hafifletilerek hastalar için de daha fazla kolaylık sağlanıyor.
Toplanan, analiz edilen ve depolanan kişisel ve iş verilerinin hacmi göz önüne alındığında, siber güvenlik ve kişisel bilgilerin korunması oldukça önemli hale geliyor. Buradaki şüpheci yaklaşım ve IoT’nin tam olarak anlaşılmaması, benimsemeyi her ne kadar yavaşlatsa da IoT, toplumun dokusunun bir parçası olarak benimsenme hızını artırmaya devam edecek.
