Kültür

Dünya liderleri, 2030 yılına kadar ormansızlaşmayı sona erdirecek

100’den fazla ülkenin liderleri, Glasgow’daki iklim görüşmelerinde 2030 yılına kadar ormansızlaşmaya son vereceklerini açıkladı.

Brezilya, Çin, Rusya ve Amerika Birleşik Devletleri dahil olmak üzere, 100’den fazla ülkenin liderleri, Glasgow’daki iklim görüşmelerinde, dünya ormanlarının yaklaşık %85’ini kapsayan önemli bir anlaşma gereğince 2030 yılına kadar ormansızlaşmaya son vereceklerini açıkladı. Dönüm noktası niteliğindeki anlaşma, küresel ısınmanın ele alınmasına yardımcı olmada doğanın rolünün giderek daha fazla kabul edildiğini yansıtıyor.

Bildirgede, karbondioksiti emmek ve küresel ısınmanın hızını yavaşlatmak için elzem olan ormanları korumak amacıyla “daha fazla dönüştürücü eylem” talep edileceği belirtildi. Planın merkezinde, ormanları kesmek için kârlı mali teşvikleri azaltma çabası da yer alıyor. Dünyanın ormansızlaşmasının çoğu, dünyanın gıda talebi tarafından yönlendiriliyor ve insanları sığır, soya, kakao ve palmiye yağına yer açmak için ağaçları yok etmeye itiyor.

Anlaşma, son yıllarda Amazon’da ve başka yerlerde ormansızlaşmanın arttığı Brezilya da dahil olmak üzere birçok ülkeyi bir araya getiriyor. Ancak diplomatik müzakerelerde sıklıkla olduğu gibi, en kritik ülkeleri katılmaya teşvik eden yaygın bir katılımın sağlanması oldukça zor olabilir.

Bununla birlikte, İngiltere’nin COP26 olarak bilinen iklim zirvesinde vurgulamaya çalıştığı bir şey olan iklim kriziyle mücadelede doğanın rolü konusunda artan bir farkındalığın altı çiziliyor. Bozulmamış ormanlar ve turbalıklar doğal karbon depolarıdır ve onları atmosferden uzak tutar. Karbondioksit ise güneşin ısısını hapsederek ısınmayı hızlandırır. Ancak bu alanlar tahrip edildiğinde, yakıldığında veya boşaltıldığında ekosistemler sera gazı salmaya geçer.

Zirvede 12 hükümet toplamda 12 milyar dolar bütçe ayırırken özel şirketler ise yerli halklar için 1,7 milyar dolar, çeşitli şekillerde ormanları korumak ve restore etmek için ise 7 milyar dolar taahhüt etti. 30’dan fazla finans kurumu da ormansızlaşmadan sorumlu şirketlere yatırım yapmayı bırakacaklarını söyledi.

ABD Başkanı Joe Biden, 2030 yılına kadar küresel iklim krizi için 9 milyar dolara kadar bütçe ayıracaklarını ve Kongre ile birlikte çalışmalara başlayacaklarını belirtti. Biden, ormanları ve diğer ekosistemleri korumanın, hükümetin iklim hedefine ulaşmada önemli bir rol oynayacağını dile getirdi.

Birkaç politika uzmanı, önlem paketini ileriye doğru atılmış önemli bir adım olarak nitelendirirken, çok daha fazlasına ihtiyaç olduğunu vurguladı. Dünya Kaynakları Enstitüsü’nden Frances Seymour, Glasgow’da duyrulan finansal paketleri memnuniyetle karşıladıklarını belirtti. Ancak ormansızlaşmaya neden olan kamu ve özel sektör tahribatlarının da engellenmesi gerektiğini söyledi. Aynı zamanda yeni anlaşmanın destekçileri, ülke sayısının artırıldığını ve ormanları kurtarmak için belirli adımlar atıldığına dikkat çekti. Ayrıca katılımcı hükümetler, geçimleri ormanlara bağlı olan ve yönetimlerinde kilit bir role sahip olan küçük toprak sahiplerine, yerli halklara ve yerel topluluklara destek sözü verdi.

Giderek artan araştırma çalışmaları, yerli halkın yönettiği veya sahip olduğu dünya topraklarının dörtte birinden fazlasında doğanın daha sağlıklı korunduğunu ortaya koydu. Ancak Yağmur Ormanları Vakfı Fonu Norveç’in gerçekleştirdiği bir araştırmaya göre, tropik ülkelerde ormansızlaşmayı azaltmayı amaçlayan iklim finansmanının %1’inden daha az pay alıyorlar.

Bölgesel Topluluklar Küresel İttifakı’nın genel koordinatörü ve Amazon Ekvador’daki Shuar halkının bir üyesi olan Tuntiak Katan da yerel topluluklara verilen desteği memnuniyetle karşıladıklarını belirtti ancak finansman desteğinin de daha fazla olması gerektiğini söyledi.

Sağlıklı ormanların değeri, karbon salınımını engellemenin çok ötesine geçer. Öyle ki sağlıklı ormanlar suyu filtreler, havayı soğutur ve hatta yağmur yağdırarak başka yerlerde tarımı destekler. Ayrıca, ormanların yok olma oranları artarken, krizin neden olduğu biyoçeşitliliği sürdürmek için de esastırlar. Ancak bu yıl bilim insanları, daha kuru koşullar ve artan ormansızlaşmanın daha fazla yangına ve bozulmuş bir ekosisteme yol açtığını, Amazon’un bazı bölümlerinin de daha fazla karbon yaymaya başladığını keşfettiler.

Çin, ormansızlaşma bildirgesinin en büyük imzacılarından biri ancak ülkenin baş lideri Xi Jinping, Glasgow’daki iklim müzakerelerine katılmadı. Çin, son yıllarda nüfusu ve sanayisi büyüdükçe ağır orman kayıplarına uğradı ancak daha yakın zamanlarda ormanları yeniden büyütme ve sürdürülebilir ağaç çiftçiliğini yaygınlaştırma sözü verdi. Çin’in ve Dünya Bankası’nın tahminine göre, 1990 yılında toprak kütlesinin yaklaşık %17’sini kaplayan ormanlar, şimdilerde %23’ünü oluşturuyor. Bazı araştırmalar bu genişletilmiş ağaç örtüsünün ölçeğini ve kalitesini sorgulasa da Çin hükümeti, genişletilmiş ağaçlandırmayı iklim politikalarının bir ayağı haline getirdi ve ülkenin birçok bölgesi yaklaşık 10 yıl öncesine göre belirgin şekilde daha yeşil olduğunu belirtti.

Brezilya ve Endonezya gibi tropikal orman ülkelerinde ise bu anlaşma, farklı türde bir ekonomik gelişmeyi test edecek. Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa, nesiller önce ormanlarının bir kısmını imara açarak zenginleşti. Ancak şimdi, dünyanın iklim krizi ve biyoçeşitlilik kaybıyla karşı karşıya kalmasıyla birlikte, güçlü finansal teşviklere rağmen, gelişmekte olan ülkeleri ayak izlerini takip etmemeye ikna etmeleri gerekiyor.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu