Bilim

Bebekler ilişkileri anlamak için ‘tükürük paylaşımı’nı kullanıyor

Bebekler ve küçük çocuklar üzerinde yapılan bir çalışma, yakın ilişkileri ayırt etmede tükürük paylaşımının bir ipucu olarak kullanıldığını ortaya koydu.

Tipik olarak, insanlar bir tanıdık ve iş arkadaşı yerine aile üyeleri veya yakın arkadaşlarıyla öpücük ya da yiyecek paylaşımı yoluyla tükürük alışverişine yol açabilecek şeyleri paylaşmaya daha yatkındır. MIT’de gelişim psikoloğu olan Ashley Thomas da tükürük paylaşılan samimi eylemlerin ebeveynler, kardeşler, geniş aile veya en iyi arkadaşlar gibi birbirleriyle yakın ilişkileri olan kişilerin belirteçleri olabileceğini söylüyor.

Yeni bir araştırmaya göre, aile üyelerinin tükürüğüne maruz kalmanın, akademik deyimle “tükürük paylaşımı” olarak bilinen şeyin çevremizdeki dünyayı nasıl anlamlandırdığımızda çok önemli bir rol oynadığı ortaya çıktı. Bu yöntem yaşamımızın ilk aylarından itibaren sosyal ilişkiler anlayışımızı şekillendirmeye yardımcı oluyor.

Bebekler ve küçük çocukların katılımcı olduğu çalışmada, yakın ilişkileri ayırt etmeye yardımcı olmak için tükürük paylaşımının bir ipucu olarak kullanıldığını ortaya çıktı. Küçük çocuklar genellikle çevrelerindeki insanlardan sosyal ipuçları alırlar. Thomas ve meslektaşları, bebekler ve küçük çocuklar da dahil olmak üzere çocukların tükürük paylaşımını samimi bağlar için bir ipucu olarak kullanıp kullanamayacağını görmek için kuklalarla uğraşan insanların deneylerine yöneldi.

Thomas, tükürük paylaşımının ötesindeki diğer faktörlerin, kesinlikle ilişkiler ve yakınlık derecelerine ilişkin sınıflandırmamızı bilgilendirdiğini söyledi. Ama tükürük hakkında özel bir şey var. Çalışma, aynı dondurma külahını yalamak veya aynı pipeti kullanmak gibi normal tükürük paylaşımı örneklerini içermiyordu. Bir deneyde, katılımcılar bir yetişkinin parmağıyla kendi ağzının içini, sonra kuklanın ağzının içini ve sonra tekrar kendi ağzını sildiği bir video izlediler. Bu, bebeklerin gördüğü günlük bir davranış değil, yine de bunu yakın bir bağın işareti olarak gördüler.

Araştırmacılar, elbette, bebeklerin tam olarak ne düşündüklerini bilemezler. Ancak nereye baktıklarını takip etmek, ipucu elde etmelerine yardımcı olur. Bu nedenle ekip, bazı deneyler için 8-10 aylık bebeklere veya 16-18 aylık bebeklere kuklayla portakal dilimini paylaşan bir kadının videolarını gösterdi. İkinci bir video, başka bir kadını ve kuklayı bir topla oynarken gösteriyordu. Kuklanın iki kadın arasında otururken ağladığını gösteren son bir videoda, çocukların gözleri portakal dilimi paylaşan kadına çevrildi. Bu, bebeklerin ondan tepki vermesini beklediklerinin bir işareti olabilir.

Ekip, bir kadın iki kukla ile etkileşime girdiğinde de benzer sonuçlar gördü. Kadın parmağını kendi ağzına ve daha sonra tükürüğünü paylaşmak için parmağını bir kuklanın ağzına soktu. Diğeri için sadece alnına ve sonra kuklanın alnına dokundu. Bebekler ve küçük çocuklar, kadın sıkıntı gösterdikten sonra tükürüğü değiştiren kuklaya daha uzun süre baktılar.

5 ila 7 yaş arasındaki daha büyük çocuklar ise yakın ilişkilerin bir işareti olarak tükürük paylaşımına dahil oldular. Bu yaş grubundaki çocuklar, mutfak eşyalarını veya yiyeceklerini paylaşan kişilerin aile olabileceğini, oyuncak paylaşanların veya yiyecekleri paylaşanların arkadaş veya aile olabileceğini öngördü.

Bulguların küçük çocukların günlük yaşamlarıyla nasıl bir ilişkisi olduğu henüz belirlenemedi. Gelecekteki deneylerde, bebeklerin ve küçük çocukların farklı ilişki türlerini ayırt etmede tükürüğün oynayabileceği rolü daha iyi anlamak için aile üyeleri veya öğretmenlerin yeri değiştirilebilir.

Çalışma ayrıca yalnızca Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşayan çocuklara odaklandı ve kültürler arasında karşılaştırma yapılmadı. Klinik gelişim psikoloğu Darby Saxbe de bulguların heyecan verici olduğunu söylüyor. Farklı hijyen veya yeme gelenekleri olan insan gruplarından çocukların aynı durumlarda farklı tepki gösterip göstermediğini anlamanın da ilginç olacağını söylüyor.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu