GÜNDEM

3D teknolojisi kanser tedavisi için umut veriyor

Araştırmacılar, rahim ağzı kanserini tedavi etme potansiyeline sahip 3D baskılı jel geliştirdi.

Kanada’daki Laval Üniversitesi’nden araştırmacıların yaptıkları yeni bir çalışmayla, rahim ağzı kanseri hastalarının tedavisinde kullanılabilecek yeni bir 3D baskılı hidrojel teknolojisi geliştirildi. Altın nanoparçacıklarla karıştırılmış ısıya duyarlı bir polimerden oluşan jel, kadın kanser hastalarının rahim ağzına ilaç taşıyabileceği vajinaya lokal olarak uygulanmak üzere tasarlandı. Ekip, daha fazla Ar-Ge ile hidrojellerini belirli hastaların anatomilerine uyarlamak için tarama verilerini kullanmanın mümkün olduğunu, böylelikle hastalığın daha iyi tedavi edilmesine ve tümör çıkarıldıktan sonra iyileşmelerinin optimize edilmesine yardımcı olacağını söyledi.

Kişiselleştirilmiş rahim ağzı kanseri tedavisi için araştırmacılar, çalışmalarına ilaçları vücutta daha iyi taşıyabilen bir hidrojel formüle ederek başladılar. Bu, yüksek çözünürlüklü desenleme ve jelleşme için faz değiştiren ve sentetik polimer PF127’nin güçlü mukoadezyona sahip doğal bir madde olan aljinat ile karıştırılmasıyla elde edildi. Formüllerini tamamladıktan sonra bilim insanları, bunları sitotoksisite ve mukoadezyon testine tabi tutmadan önce jel prototiplerine 3D olarak yazdırmaya devam ettiler. Bunun sonucunda, hücre tahlilleri %90 ila %93 arasında bir canlılık gösterdi ve bariz sitotoksisitenin olmadığını doğruladı. Ayrıca çözeltideki 500 μg müsin içinden 93’ünün absorbe edilebildiği kanıtlandı.

Son bir adım olarak, hidrojellerinin kişiselleştirme potansiyelini değerlendirmek için ekip, tedavi edilen bir serviksi kaplayacak şekilde tasarlanmış 10 mm genişliğinde bir iskele oluşturdu. Bu prototipin MRI taramaları, şeklinin tasarımından çap ve yükseklikte yalnızca %0,5 ve %0,75 oranında saptığını ortaya çıkardı ve bu, elde edilebilecek yüksek doğruluk düzeyini gösterdi.

Bakteriyel, mantar veya cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar gibi rahatsızlıkların tedavisinde kullanılan yöntemler göz önüne alındığında, ekip topikal olarak uygulanan tedavileri kanserle savaşmanın başka bir potansiyel yolu olarak görüyor. Bu tür jeller, vücudun daha derin bölgelerinde meydana gelen diğer kanserlerin aksine, vajina yoluyla kolayca erişilebilen serviksin konumu nedeniyle özellikle etkili olabilir.

Önceki çalışmalarda bu tür kanserle savaşan hidrojeller, yavaş jelleşmeden dolayı vajina duvarından emilmeden önce dışarı sızıyordu. Ancak bu yeni yöntem sayesinde, jel bazlı 3D baskı emilmesini sağlayacak ve hatta kanserli alanların hatlarını taklit eden özel ilaçlar da oluşturacak. Ekip ayrıca tümör ameliyatından sonra servikal yara izi olan hastaların ihtiyaçlarını karşılamada özellikle yararlı olabileceğini ve bu nedenle 3D baskı yöntemine öncelik verdiklerini belirtti.

Araştırmacılar implant bozulmasını daha hassas bir şekilde takip etmek için fare modelleriyle yapılan çalışmalar yoluyla yöntemlerini in-vivo olarak uygulamayı hedefliyorlar. Bununla birlikte, ilk çalışmalarının sonuçlarına dayanarak ekip, yeni jellerinin yalnızca mevcut rahim ağzı kanseri tedavilerinin etkinliğini artırma potansiyeline sahip olduğuna değil, aynı zamanda ilgili ameliyatlardan sonra geride kalan tümör boşluklarını tedavi etme potansiyeline de sahip olduğuna inanıyor.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu